Ortak adına ödenen Bağ-Kur primi şirket kazancından düşülemez
02 Mayıs 2015 Bu içerik 3.414 kez okundu.
I- GİRİŞ :
Bağ-Kur’a ödenen giriş keseneği, prim ve sosyal güvenlik destek primlerinin vergi uygulamalarında ne şekilde değerlendirileceği konusu zaman zaman gündemi işgal etmekte ve farklı uygulamalara şahit olmaktayız. Bu farklılığın nereden kaynaklandığı ve doğru uygulamanın hangisi olması gerektiği konusundaki görüşlerimiz aşağıdadır.
II- BAĞ-KUR SİGORTALISI OLMAK ZORUNDA OLANLAR:
1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24.Maddesine göre, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a- Ticari Kazanç veya Serbest Meslek Kazancı Dolayısıyla Gerçek Usulde veya Basit Usulde Gelir Vergisi Mükellefi Olanlar,
b- Gelir Vergisinden Muaf Olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulmuş Meslek Kuruluşuna Kayıtlı Olanlar,
c- Kollektif Şirketlerin Ortakları,
d- Adi Komandit Şirketlerin Komandite ve Komanditer Ortakları,
e- Limited Şirketlerin Ortakları,
f- Eshamlı (Sermayesi Paylara Bölünmüş) Komandit Şirketlerin Komandite Orakları,
g- Donatma İştirakleri Ortakları,
h- Anonim Şirketlerin Kurucu Ortakları ile Yönetim Kurulu Üyesi Olan Ortakları,
Zorunlu Olarak Sigortalı Sayılırlar.
III- BAĞ-KUR PRİMLERİNİN GVK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Gelir Vergisi Kanunu’nun safi ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin 40.Maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin, gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamaktadır.
Ancak; 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak gösterilebileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 08.03.1973 tarih ve 110 Seri No’lu GVKGT’de “Bağ-Kur kanunu uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerinin teşebüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda her bir ortağın ortaklıktaki kar payının her zaman eşit olmayacağı, ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğurabileceğı“ açıklandıktan sonra;
1- Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin GVK’nun 89/1.Maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi (belgelenmesi) kaydıyla, mükellefler tarafından Ticari Kazançları Dolayısıyla Verilecek Yıllık Beyannamede Bildirilen Gelirden İndirilmesi,
- 2 -
2- Bağ-Kur Kanunu’nun kapsamına giren Serbest Meslek Erbabının, GVK’nun 68/8.Maddesindeki hükmüne dayanarak hasılatlarından emekli aidatı ve sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartıyla, anılan kanun gereğince ödedikleri bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de, yukarıda belirtilenler karşısında, bu kimselerinde Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini Serbest Meslek Kazançları Dolayısıyla Verilecek Yıllık Beyannamede Bildirilen Gelirden İndirmeleri Maliye Bakanlığı’nca uygun görülmüştür.
Ödenen Bağ-Kur primleri işletmeye değil şahsa ait olduğundan ayrıca vergiye tabi kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet (nedensellik) ilişkisi bulunmadığından bu yönü ile gider yazılması yerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde indirim konusu yapılması şahsi kanaatimize göre de doğru bir uygulamadır.
IV- BAĞ-KUR PRİMLERİNİN KVK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Yukarıda yapılan açıklamalar Kurumlar Vergisi Kanunu’na tabi işletmelerin Bağ-Kur kapsamındaki ortaklarının ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri açısından da geçerli bulunmaktadır. Çünkü ödenen bağ-Kur primleri ile kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında bir illiyet bağı bulunmadığından ve tamamiyle ortakların şahsi ve sosyal güvenlikleri ile ilgili olduğundan bu ödemelerin şirket kayıtlarında gider olarak gösterilmeleri mümkün değildir. Elde edilen şahsi kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyanı ile beyan edildiği durumlarda bu primlerin beyan edilen gelirlerden indirilmesi gerekir. 1479 Sayılı kanunun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında buna engel bir hüküm yoktur. Ancak Maliye Bakanlığı düzenlediği yıllık gelir vergisi beyannamelerinde sadece Ticari,Zirai ve Serbest Meslek Kazançlarında bağ-Kur priminin indirimine müsaade etmektedir. Bu nedenle KVK’na tabi işletmelerin ortakları ödedikleri Bağ-Kur Primlerini elde ettikleri kâr payı gelirlerinin menkul sermaye iradı olarak beyanında indirim konusu yapamamaktadırlar. Uygulama bu haliyle 1479 Sayılı Kanun’un 49.Maddesinin üçüncü fıkra hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenlerle yıllık gelir vergisi beyannamesinin ödenen Bağ-Kur primlerinin ticari, zirai ve serbest meslek kazancı dışında kalan diğer kazanç unsurlaından da indirilebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
V- SONUÇ :
Uygulamada 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 49.Maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan düzenlemenin aksine ödenen Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri gider olarak kaydedilmemektedir. (BKZ.GVKGT Seri No:110)
Ancak; Ticari, zirai ve serbest meslek kazançları dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren vergi mükellefleri beyan ettikleri kazançlarından ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri ile 1479 Sayılı Bağ-Kur kanunu’nin Ek:20.Maddesinin üçüncü fıkrasına göre ödenen sosyal güvenlik destek primlerini indirebilmektedirler.
Ödenen Bağ-Kur primleri işletmeye değil şahsa ait olduğundan ayrıca vergiye tabi kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında illiyet (nedensellik) ilişkisi bulunmadığından bu yönü ile gider yazılması yerine Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde indirim konusu yapılması şahsi kanaatimize göre de doğru bir uygulamadır.
Aynı gerekçe kurumlar vergisi kanunu’na tabi işletmelerin Bağ-Kur kapsamındaki ortaklarının ödemiş oldukları Bağ-Kur giriş keseneği ve primleri ile sosyal güvenlik destek primleri açısından da geçerli bulunmaktadır. Çünkü ödenen bağ-Kur primleri ile de kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında bir illiyet bağı yoktur bu nedenlerle de şirket
- 3 -
kayıtlarında gider olarak gösterilmesi mümkün değildir. Elde edilen şahsi kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyanı ile beyan edildiği durumlarda bu primlerin beyan edilen gelirlerden indirilmesi gerekir. Ancak bunun için yıllık gelir vergisi beyannamesinin ödenen Bağ-Kur primlerinin ticari, zirai ve serbest meslek kazancı dışında kalan diğer kazanç unsurlaından da indirilebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.